Kaffed
İyiye Gidiyoruz...
Umudumuz var. Yavaş yavaş anavatana dönüp yeni hayatlar kurmaya başladık. 150 yıldır bizi yok sayan tarih, şimdi göz kırpıyor. Tarih bizi hatırladıkça, biz tarihimizi hatırladıkça, umudumuz var..
Abhazya: ‘Az’dan ‘Çok’ Yaratma Pratiği...
8 Eylül-8 Ekim (2013) tarihleri arasında, Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz’ün de yer aldığı kalabalık bir heyetle Abhazya’daydık. Zafer ve özgürlük günü kutlamalarına katıldık, devlet yetkilileriyle ve sivil toplum temsilcileriyle görüştük, dostlarla kucaklaştık, gezdik, gördük, gözledik.
‘Öteki’lerin Buluşması...
Geçen hafta, Türkiye’nin yüz yıllık ulus-devlet serüveninde yok sayılan, bastırılan, mağdur edilen, ezilen, zulüm edilen, dışlanan, hakları gaspedilen, kıyıma ve asimilasyona uğrayan... velhasılı öteki’leştirilen halkların ve dinlerin temsilcilerini buluşturan tarihi bir toplantı yapıldı; Adığe’si, Abaza’sı, Ubıh’ı, Oset’i, Çeçen’i, Laz’ı, Ermeni’si, Süryani’si, Yahudi’si, Kürt’ü, Zaza’sı, Arap’ı, Gürcü’sü biraraya gelip varoluş sorunlarımızı konuştuk ve gelecek için beklentilerimizi ortaya koyduk.
2012'nin Gündemi
2012 böyle başladı; debelendikçe daha da içine çeken bir bataklık gibi. Sanki aklım, yüreğim, bedenim esir düştü. Ocak bitti. Takvimden sildim, yok saydım. Bakalım, gelecek aylar ne gösterecek. Neyse ki kar, karamsarlığımı örtmek için daha kararlı, beni özgür kılmak için daha istekli. Umudum var, belki değişir ve hep olmakta olana dönüşür. Umudum var, eksilmesin..
Yeni Anayasa İçin Öneriler
KAFFED Anayasa Çalışma Grubu’na, Yeni anayasa ile ilgili öncelikli beklentim, bunun; “Türkiye, birbirinden farklı etnik, dinsel (ve mezhepsel), kültürel, siyasal, sosyal ve sınıfsal toplulukların-kimliklerin oluşturduğu ve yaşadığı bir ülkedir. Hangi kimliğe-topluluğa mensup olursa olsun, herkes özgürdür ve eşit haklara sahiptir” genel kabulü üzerine bina edilmesidir. İlaveten, öncelikli bulduğum tamamlayıcı vurgular şöyledir; “Hiçbir birey ve hiçbir etnik-kültürel veya dinsel (ve mezhepsel) kimlik, hiçbir düşünce, hiçbir sosyal-siyasal zümre bir diğerinden üstün ya da öncelikli değildir.
'Birlik' Kazandı
Kafkas Dernekleri Federasyonu’muzun (KAFFED) 5. genel kurulu (3-4 Aralık, Ankara), her bakımdan çok başarılı geçti. Dinamik, çoksesli, tartışmalı ve düzeyli bir genel kuruldu. Kazanan ‘birlik’ oldu.
Çare Birliktir, Birlikte Yürümektir
Bu açıklama 2011 yılında yapılan Kaffed Genel Kurulu öncesi yayımlanmıştır. Bölünmek, kardeş Kafkas halklarının hiçbirine hayır getirmez! ÇARE BİRLİKTİR, BİRLİKTE YÜRÜMEKTİR… Biz Kaf dağının kardeş çocuklarıyız. Aynı kökten yeşerdik, aynı kandan-tenden türedik, aynı dili-kültürü devşirdik. Aynı toprağın, aynı havanın, aynı suyun insanı olduk ve geçmişten bugüne birarada yaşadık. Aynı kaderi paylaştık, aynı sevinçleri-acıları bölüştük. Birlikte savaştık, birlikte yendik-yenildik, birlikte kırıldık ve sürüldük. Ve diyasporada hayata birlikte tutunduk; aynı köylerde-mahallelerde, aynı cemiyetlerde-derneklerde omuz omuza varoluş savaşı verdik.
'93 Ruhu...
‘93 Ruhu, Abhazya’yı zafere ve özgürlüğe taşıyan birlik ve dayanışma ruhudur. Başta Adigeler olmak üzere tüm Kuzey Kafkas halklarını Abhazya’yı korumak için seferber eden, diyasporayı ayağa kaldıran, Abhazya halkıyla birlikte mücadele ettiren, şavaştıran şey, işte bu birlik ruhudur. 30 Eylül (1993) zaferi birlikteliğin, birlik olmanın zaferidir. Hepimizin zaferi...
Bagapş'ın Türkiye Ziyareti
Abhazya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sergey Bagapş’ın yıllardır beklenen Türkiye ziyareti nihayet gerçekleşti. 7-10 Nisan tarihleri arasında Ankara, Adapazarı ve İstanbul’da pekçok toplantıya katılan Bagapş ve beraberindeki heyet, hem Abhazya-Türkiye ilişkilerini geliştirmeye yönelik önemli görüşmelerde bulundu hem de diyaspora ile kucaklaştı. Başta KAFİAD Başkanı Erol Özel ile KAFFED Başkanı Cihan Candemir olmak üzere, bu ziyaretin gerçekleşmesine önayak olan, emek ve destek veren herkesi kutluyorum ve yürekten teşekkür ediyorum. Evet, yıllardır beklediğimiz bir ziyaretti bu.
Hal ve Gidiş
Son dönemlerde toplumsal hal ve gidişatımızda iyiye alamet gelişmeler oluyor. Uzun yıllardır toplumumuzu hapseden atalet kozasını yavaş yavaş kırmaya başladık; bir yandan kurumsal örgütlerimiz daha aktif hale gelmekte, bir yandan da platform, forum, girişim, inisyatif vs. oluşumlar, internet portalları ve sosyal medya olanaklarını da kullanarak alan genişletmekte ve toplumsal dinamizme ivme kazandırmaktadır. Her geçen gün daha çok düşünen-tartışan, daha çok proje-iş üreten, daha çok didinen- rekabet eden bir hareketliliğe ulaşıyoruz. Pekçoğunuz gibi ben de bazen bu dinamizmin bizi sınırsız bir didişmeye, ‘her kafadan ses çıkaran’ bir parçalanmışlığa sürüklemesinden kaygı duysam da, ‘siyasallaşma’ olarak tanımladığım ve genel hatlarıyla ‘eşyanın tabiatına uygun’ bulduğum bu süreci gayet olumlu buluyorum.
Siyaset, Ama Nasıl
Diyasporadaki toplumsal örgütlülüğümüz son on yılda epey mesafe katetti. Uzun yıllar birbirinden habersiz çalışan derneklerimiz Kafkas Dernekleri Federasyonu (Kaf-Fed) çatısı altında biraraya gelerek hatırı sayılır bir güç oluşturdular. Yanısıra, çeşitli vakıflar, platformlar, inisiyatif grupları, internet portalları, yayınlar vs. derneklerimizin yetişemediği alanlarda az-çok iş ve düşünce üreterek toplumsal ihtiyaca cevap vermeye çalıştılar. Asıl sevindirici olan, on yıl öncesine kadar ‘Çerkes’ tanımını kullanmaya dahi çekinen, kültürel hakların ve taleplerin dillendirilmesini ‘sakıncalı’ addeden genel anlayışın büyük ölçüde kırılmış olmasıdır.
Marifetler
Bu yazıya başlık olmayı hakeden sözcüğü, en sevdiğim yazarlardan Ursula K. Le Guin’in okumakta olduğum aynı adlı kitabından ödünç aldım. Le Guin’in öyküleri, felsefi ve edebi lezzetlerle seyreltilmiş düşsel nehirlerdir. Usulca sizi kucaklar, uzaklara taşır; farklı dünyalara, farklı coğrafyalara, farklı toplumlara ve insanlara ulaştırır. Öykü bittiğinde, aslında kendi küçük dünyanızda bir yolculuk yaptığınızı anlarsınız. Kendinizi keşfedersiniz. Eğer J.R.R.Tolkien’i sevmişseniz, Le Guin’e taparsınız… Le Guin ‘Marifetler’de (roman), dağda yaşayan ve her biri farklı marifete sahip özgür klanların oluşturduğu federatif bir toplumu anlatır.
Tematik Potpuri
‘Ortak akıl’ peşinde koşmaktan kendi aklımı yitirip CC’deki okurlarımı biraz ihmal ettim, özür diliyorum. Son bir-iki hafta benim için epey yoğun- yorucu geçti. Henüz toplarlanamadığım için, işin kolayına kaçıp bir ‘potpuri’ yapacağım. Tematik bir potpuri… Bunu, ‘benzeşik karışım’ ya da ‘benzerlerin karışımı’ diye (öz)Türkçeleştirebiliriz. Daha da anlaşılır kılmak için, kadim dil Abhazca karşılığını da yazayım: Yeypşu yeylapso… Tam da bizi tanımlayan ve aşağıdaki yazıya anlam katan bir sözcük. Ortak aklın ‘siyasi’ hali… Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun (Kaf-Fed) öncülüğünde düzenlenen ortak akıl toplantısı, 10-12 Aralık tarihlerinde Bolu Koru Otel’de yapıldı.
Akıl ve Umut
Ve nihayet gerçekliğin eli aklımıza ve yüreğimize dokundu. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden, Kafkasya’dan ve Avrupa’dan elli aydınımızın ve kanaat önderimizin katılımıyla gerçekleşen ‘Ortak Akıl Toplantısı’, toplumumuzu geleceğe taşıyacak çok önemli fikri açılımlar ve dönüşümler ortaya koydu. Kaf-Fed öncülüğünde gerçekleşen bu fevkalade önemli ve başarılı toplantının detaylı içeriği, kısa sürede yayınlanacak ‘sonuç bildirgesi’yle kamuoyuna duyurulacaktır. Bize düşen, Kaf-Fed yönetimine teşekkür etmek ve başta değerli akademisyenlerimiz Ayhan Kaya, Mitat Çelikpala, Sevda Alankuş, Erol Taymaz ve Şamil Erdoğan olmak üzere düşünce zenginliği yaratan tüm katılımcıları kutlamaktır.
Geleceği Aramak
İnsanoğlunun binlerce yıllık bilgeliği, hayata nasıl bakmamız gerektiğini şöyle formüle eder: Dünü hatırla, bugünü anla ve yarını düşün… Bu, geçmiş- şimdi-gelecek arasındaki içiçeliği ve devamlılığı öne koyan diyalektik bir tanım ve pragmatik bir önerme. Hem bireyler için hem toplumlar için geçerli bir rehber… Geçmiş-şimdi-gelecek ilişkisi sarkaç gibidir. Ağırlık merkezinde ‘şimdi’, iki ucunda ise ‘geçmiş’ ve ‘gelecek’ vardır. Bu canalıcı bir dengedir. Hayatın akışı hızlandıkça, bireyler ya da toplumlar arası rekabet arttıkça denge ‘gelecek’ lehine değişir.
Unutmadık, Kimliğimize Tutunduk
Bu yılki 21 Mayıs, öncesinde estirilen fırtınalara rağmen sürprizi olmayan etkinliklerle anıldı. Gürcistan’ın ‘Çerkes soykırımını tanıyacağı’ hayalini kuranlar, boş bir Amerikan rüyası peşinde olduklarını gördüler. Rusya düşmanlığına odaklı ‘milli şahlanış’ (!) bir başka bahara kaldı. Aylardır klavye başında hamaset gazlayanların pekçoğu gün geldiğinde ortalıkta gözükmedi. Yine ‘muvazzaf’ Çerkesler saf tuttu. Bir de, onların sesini duyabilen yeni nesil… 21 Mayıs Cuma akşamı Beşiktaş’taki anmaya, 82 yaşındaki vefakar valide önde ailecek katıldık. Valide ortama uyup Abhazya bayrağını sallarken temkinle şakayı harmanlıyor, “şimdi de geriye sürmesinler bizi” diyor.
Abhazya İçin Tek Yürek Olduk
Savaşı hatırladık, özgürlüğü tattık, bağımsızlığı kutladık… ABHAZYA İÇİN ‘TEK YÜREK’ OLDUK. Abhazya’nın 30 Eylül 1993’de Gürcistan’a karşı kazandığı büyük zaferin 15. yılı kutlamaları, Abhazya’nın bagımsızlığının tanınması süreci ile birleşerek muhteşem bir bayrama dönüştü. Bu bayrama, Abhazya’nın Dostları ile Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun ortak organizasyonu ile katıldık. Abhazya için tek yürek olduk; Savaşı hatırladık, kahramanlarımızı andık, özgürlüğü tattık, bağımsızlığı kutladık ve geleceği birlikte kurmak için umudumuzu yükselttik. Katılan herkesi kutluyorum. … Abhazya’nın gururuna, onuruna ve sevincine ortak olmak üzere Abhazya’nın Dostları ve Kafkas Dernekleri Federasyonu’ nun organize ettiği ilk grup 24 Eylül’de, ikinci grup 26 Eylül’de, üçüncü grup ise 29 Eylül’de Abhazya’ya ulaştı.
Federasyon ve Konfederasyon Konusunda Düşünceler
Değerli Marje katılımcıları, Medeni Kanun ve Dernekler Kanunu’da, sivil toplum örgütlenmelerine yeni olanaklar sağlayan değişiklik çalışmaları ile birlikte toplumumuzda da yeni örgütlenme modelleri ile ilgili çalışmalara başlanmıştır. Bununla ilgili olarak Ankara, İstanbul ve diğer kentlerde toplantılar düzenlenmekte, model arayışları ile ilgili tartışmalar yapılmaktadır. Toplumumuzun dinamik kesiminin katılımcısı olduğu Marje platformunun da bu tartışmalara ve fikir alışverişine yardımcı olabileceği kanısındayım. Tartışmaya başlangıç oluşturacağı kanısı ile, yeni örgütlenme modeli konusunda öne çıkan soruları ve buna ilişkin düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim.