Sevdiklarimizle Kucaklaştık ve Savaşa Gittik, Toprağımızla Kucaklaştık ve Sürgüne Gittik
2003-05-21
Çerkesler (Adiğe, Abhaz ve Ubıh’lar), 21 Mayıs 1864’de sona eren Rus-Kafkas Savaşı ile birlikte insanlık tarihinin en trajik sürgünlerinden birini yaşadı. Çerkes nüfusunun yüzde 70’i yurtlarından edildi. Onbinlercesi sürgün yollarında can verdi. Sağ kalanlar, dönemin Osmanlı topraklarına dağıtıldı.
“sevdiklerimizle kucaklaştık ve savaşa gittik…”
1700’lerin sonunda Rusya İmparatorluğu’nun Kuzey Kafkasya’yı istila girişimi ile başlayan Rus-Kafkas Savaşı onyıllarca sürdü. Kafkas halkları özgürlüklerini korumak ve yurtlarını savunmak için olağanüstü direniş gösterdi. Osmanlı İmparatorluğu ile Avrupalı büyük devletlerin yalnız bıraktığı Kafkas Halkları, Rusya İmparatorluğu’nun büyük askeri gücü karşısında çaresiz kaldı. Savaş 21 Mayıs 1964’de, Rusya’nın Kuzey Kafkasya’yı tamamen ele geçirmesiyle sona erdi.
“toprağımızla kucaklaştık ve sürgüne gittik…”
Savaş boyunca yurtlarını terke zorlanan Çerkesler savaşın bitimi ile birlikte insanlık tarihinin en büyük ve en dramatik sürgününe maruz kaldılar. Tarihi kayıtlara göre 2.000.000’a yakın Çerkes Kuzey Kafkasya’daki yurtlarından sürülerek Osmanlı topraklarına gönderildi. Başka bir değişle, Çerkes nüfusunun yüzde 70’i sürgün edildi. Bu trajik sürgün, Tuapse, Soçi ve Sohum gibi liman kentlerine toplanan yüzbinlerin gemilerle Varna, Samsun, Sinop, İstanbul gibi Osmanlı liman kentlerinin yakınlarına nakledilmesi, oradan da Osmanlı topraklarına (Anadolu’ya, Ortadoğu’ya ve Balkanlar’a) dağıtılması ile sonuçlandı. Onbinlerce kişi yollarda açlıktan ve hastalıktan can verdi.
Osmanlı topraklarına dağıtılan bu büyük Çerkes nüfusu, son 150 yıldır Osmanlı, Türkiye, Ortadoğu ve Balkanlar’ın tarihinde pişerek varlıklarını sürdürmeye çalışıyor. Bugün itibariyle anavatanları Kuzey Kafkasya’da nüfusları 800 binle sınırlı olan Çerkeslerin Türkiye’deki nüfusları 5-6 milyonu, diğer ülkerle birlikte diyasporadaki toplam nüfusları ise 7-8 milyona ulaşıyor.
güzel yurtlarımız vardı… ve rüzgar kanatlı atlarımız…
güzel şarkılarımız vardı… ve sonsuz düşlerimiz…
Trajik bir sürgünün çocukları olan bizler yaşadıklarımızı unutmadık.
Unutmadık çünkü trajedimiz sürüyor; anavatanımızda hala savaşlar ve sürgünler yaşıyoruz, diyasporada asimilasyona karşı kimliğimizi korumakta zorluk çekiyoruz.
Diyasporadaki Çerkesler adına, dünyayı (tüm halklara, ülkelere ve uluslararası örgütlere) sesleniyoruz: Varlığımızı (dilimizi, kültürümüzü ve kimliğimizi) korumamız için bize yardım edin.
Diyasporadaki Çerkesler adına, bu sürgünde rol oynayan imparatorlukların bugünkü mirascılarına, özellikle Rusya ve Türkiye’ye sesleniyoruz: uğradığımız bu tarihi haksızlığı sona erdirin ve anvatanımızla yeniden kucaklaşmamızı sağlamak için önümüzü açın. Bize çifte vatandaşlık verin. Kafkasya’da barış içinde yaşamamıza izin verin…
artık şarkılarımızı ve düşlerimizi geri istiyoruz
ve atlarımızı… ve yurtlarımızı…
21 Mayıs 2003 Anma Programı’nda yapılan konuşma