Düzce Mitingi - Abhazya'nın Bağımsızlığının Tanınması
2008-08-31
Değerli dostlar,
aynı sevinci duyarak,
aynı coşkuyu, aynı umudu, aynı geleceği paylaşarak,
bugün buraya gelen yüreği büyük, aklı büyük, kimliği büyük insanlar,
Abhazya ve G. Osetya’nın bağımsızlığı hepimize kutlu olsun…
Çağrımızı duyan ama gelme imkanı bulamayan ya da çağrımızı duyamadığı için burada olamayan ama yüreği bizimle atan dostlarımıza da kutlu olsun…
Bir de, en yakınlarda olup çağrımızı duymazdan gelen, bu sevince, bu gurura ortak olmak istemeyen, aklı, yüreği, kimliği yetmediği için buraya gelmeyenler var. Bunların içinde Abhazya’nın ve G. Osetya’nın bağımsızlığına dair bir sevinç kıpırtısı varsa onlara da kutlu olsun, onlara da… İnanıyoruz ki, bugün bu çoşkuya uzak duranlar yanlışlarını anlayacaklar ve bir sonraki adımda bizimle birlikte olacaklar.
Önce bir yoklama alalım. Aramızda bulunan Osetler el kaldırsın, bayrak kaldırsın… Peki, şimdi de Abhazlar el kaldırsın, bayrak kaldırsın… Şimdi de Adige’ler el kaldırsın, bayrak kaldırsın… Bir kez daha hepimiz Oset olalım, hep birlikte el kaldıralım, bayrak yükseltelim… Bir kez daha hepimiz Abhaz olalım, hep birlikte el kaldıralım, bayrak yükseltelim. Şimdi de bir kez daha hepimiz Adige olalım, hep birlikte el kaldıralım, bayrak yüseltelim… Yaşasın bize. Yaşasın Kafkasya kardeşliğine… Yaşasın bağımsız Abhazya’ya ve G. Osetya’ya…
Evet… Uzuuun, çok uzun yollardan geldik. Onyılların, yüzyılların sonunda bugünlere ulaştık. Kırıldık, uğrunda nice canlar verdik, sürgünlere uğradık, onarılmaz acılar çektik. Daha dün Osetya’da Shinvali’de binlerimizi toprağa verdik. Yitirdiklerimiz için yüreğimiz buruk, canımız acı içinde… Eğer, “Vatan, uğrunda ölen varsa vatandır” sözü doğruysa, hiç kuşku yok ki bugün bizim için en yüce vatan Abhazya ve G. Osetya’dır. En yüce vatan Kuzey Kafkasya’dır. Bizi kanlarıyla, canlarıyla buğüne taşıyan yiğitlerimize, önderlerimize, bilgelerimize selam olsun…
Verdiğimiz savaş özgürlük, barış ve adalet içindi. Tarih bu kez yüzümüze güldü ve kazandık. Tanrı bize özgürlüğümüzü ilelebet yaşatma güçü ve aklı versin. Ve Tanrı bize bugün sağlanan barışı ve adaleti koruma gücü versin. Kadım sabah duamızda olduğu gibi, Tanrı tüm halklara özgürlük, barış ve mutluluk versin. Artık bizi de hiç unutmasın…
Değerli Dostlar,
Abhazya ve G. Osetya’nın 1990’dan buyana sürdürdüğü haklı mücadelenin,
büyük çoğunluğu Türkiye’de olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde yaşayan
bizlerin de desteği ile nihayet başırıya ulaşması hepimizi gururlandırmış
ve onurlandırmıştır. Bu kararından dolayı Rusya Federasyonu Konseyi’ni,
Meclisini ve Yönetimini kutluyor, teşekkür ediyoruz.
Hiç kuşku yok ki, Abhazya ve G. Osetya uzun ve meşakkatli bir mücadelenin sonunda hak ettikleri bağımsızlığa kavuşmuşlardır. Her iki ülke halkı tarihi, hukuki ve siyasi haklarını gaspetmeye yönelik büyük baskılara direnerek, savaşlarda, sürgünlerde ağır bedeller ödeyerek sonunda zafer kazanmışlardır. Her iki ülkenin halkları “Büyük Gürcistan” hayali ile beslenen saldırganlığa karşı kahramanca direnerek, dünyada özgürlük, barış ve adalete inanan ve bu uğurda mücadele veren tüm insanlara umut, güç ve cesaret verdiler. Abhazya ve G. Osetya halkını kutluyoruz. Orada yaşayanlarla aynı sevinci, aynı çoşkuyu, aynı gururu paylaşıyoruz.
Bizler, tarihte yaşanan büyük savaşların, sürgünlerin, haksızlıkların parçaladığı halkların çocuklarıyız. Bir yarımız Kafkasya’da bir yarımız Türkiye’de. Yüreğimizin yarısı orada, yarısı burada… Canımızın yarısı orada, yarısı burada…
150 yıldır, önce Osmanlı’nın şimdi de Türkiye’nin vatandaşları olarak bu topraklarda yaşadık. Bu coğrafyanın kaderini paylaştık. Bu ülkenin her karışına bizim de terimiz, kanımız aktı. Ancak, üzülerek belirtmeliyiz ki, Türkiye’de yaşayan biz Çerkesler, 1990’dan buyana Türkiye’yi yönetenlerin Kafkasya’ya yönelik yanlış politikalarından hicap duyuyoruz. Baştan beri Gürcistan’a destek veren hükümetleri kınıyoruz. Bugün de ısrarla aynı yanlışın sürdürüldüğünü üzüntüyle görüyoruz. Gürcistan’ın Abhazya ve G. Osetya’yı ilhak amacıyla yıllarca yürüttüğü acımasız saldırıları “Gürcistan’ın toprak bütünlüğü” yanlışı üzerinden destekleyen Türkiye hükümetinin artık gerçeği görmesini ve haklının yanında yer almasını, Abhazya ve G. Osetya’nın bağımsızlığını tanımasını ümit ediyoruz. Ümit etmekten öte talep ediyoruz, talep…
Değerli Dostlar,
Tarihin yüzümüze güldüğü günler yaşıyoruz. Yüreğinin yarısı Kafkasya’da
olan bizler bugünlerin değerini biliyoruz. Bugüne kadar adımızı, şanımız,
onurumuzu ve gelecek hayalimizi büyük ölçüde orada yaşayan kardeşlerimiz
sırtladı. Artık onlara daha güçlü destek verme günüdür.
Şimdi bizim üzerimize düşen, Abhazya ve G. Osetya’nın bağımsızlığının, vatandaşı olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti tarafından da en kısa sürede tanınmasını sağlamaktır. Şimdi bize düşen, bu iki cumhuriyetimizin tüm dünya ülkeleri tarafından tanınması için yürütülen çabalara destek olmaktır.
Dahası ve belki de daha önemlisi, hem Abhazya’nın hem G. Osetya’nın bağımsızlığının yaşatılıp güçlendirilmesi için buradan oraya hızla nüfus güçü sağlamaktır. Bilinmelidir ki bu, olmazsa olmaz önceliğimizdir.
Bir diğer önceliğimiz de, bu iki cumhuriyetimizin ekonomik gelişimine destek vermektir. İrlanda’nın vaktiyle İrlandayı terkedenlerin desteği ile bugünlere geldiğini hatırlayalım. Aynısını biz de yapabiliriz. Yapmalıyız… Yapacağız…
Bundan sonra ilk adımımız Ankara’da toplanıp güçlü bir ses vermek olsun. Bunu hemen önümüzdeki hafta yapalım. Sonra da, Abhazya’nın 30 Eylül zafer günü kutlamalarına çoşkulu bir kalabalıkla katılarak adımımızı güçlendirelim. Onlarla kucaklaşalım, sevincimizi, gururumuzu çoğaltalım. Anavatan ve diyaspora olarak gücümüzü aynı kaderi oluşturmak ve paylaşmak için birleştirelim.
Gün bugündür. Tüm bu hedeflere ulaşmak için yolumuz açık. Haydi yürüyelim…
Yaşasın Abhazya’nın ve G. Osetya’nın bağımsızlığı
Yaşasın özgürlük, barış ve adalet