Abhaz Derneğinde Perşembe Toplantısı
2010-01-28
Saygıdeğer büyüklerim, Sevgili dostlarım…
Bu derneğin 10 nolu üyesiyim. 1976-77’de gençlerin yönetime talip olduğu gergin genel kurul döneminden buyana derneğimizin muhtelif iniş-çıkışlarına tanık oldum. Türkiye’nin içinde bulunduğu büyük siyasi çalkantılar dönemi de (80 öncesi) dahil olmak üzere, hiç bir zaman bugünkü kadar vahim bir bölünme ile karşı karşıya gelmedik. Daha da kötüsü, bizi biz yapan saygı-sevgi anlayışımız bu denli erezyona uğramadı.
Bu bölünmenin sebebi ayrı federasyon projesi ve onu gündeme getirenlerdir. Bölünme sadece bizim dernekte değil toplumumuzun tümünde etkili olmuştur. Bildiğiniz üzere İzmit, Sakarya, Hendek, Eskişehir başta olmak üzere birçok derneğimiz ayrı federasyon girişimine şiddetle karşı çıkmışlardır. Köylerde, kasabalarda, kentlerde insanlar bu ayrışmanın rahatsızlığı içine sürüklenmişlerdir. 1 Kasım’daki genel kurulumuzda, tüm iyiniyetli uyarılarımıza rağmen (sesimiz ayrı federasyon taraftarlarınca bastırılmıştı), atılan bu yanlış adım, bugün Abhazlarla Adigeleri birbiriyle ayrıştırmakla kalmamış Abhazları da kendi arasında bölünmeye sürüklemiştir. Gelinen bu noktanın sorumlusu, 1 Kasım’daki uyarılarımıza kulak tıkayanlardır.
Kültürü yaşatmak, kimliği korumak ve bu amaçla toplumsal örgütlenmeyi sağlamak meşakkatli bir iştir. Ve maalesef bu meselelere önem veren, zaman ve emek veren çok insanımız yok. Türkiye’deki nüfusumuzu yüzbinlerle, milyonlarla telaffuz etsek de derneklerimizin kucaklayabildiği insan sayımız ne yazık ki binleri aşmıyor. Kısa süre öncesine kadar derneğimizin de üyesi olduğu KAFFED uzun yıllar süren çalışmanın ürünüdür. Nihayet hepbirlikte bir kartopu oluşturmuştuk. Yavaş yavaş büyümeye, güçlenmeye başlamıştı. Federasyone üye derneklerin sayısı (60’ı aştı) ve derneklere üye olan insanların sayısı artmaya başlamıştı. İktidarıyla muhalefetiyle yavaş yavaş Türkiye’yi yönetenlerin ayrı bir kültür, ayrı bir toplum olarak varlığımızı kabullenmeye başladığı bir sürece geçmiştik. Şimdi ayrı bir federasyon diyerek bunu dağıtmaya çalışmanın, sabote etmenin amacı nedir. Yani, ancak biraraya toplayabildiğimiz birkaç bin insanı da bölüp dağıtmanın, toplumumuza dair olumlu yaklaşımları yok etmenin kime faydası olacak.
Bizim, hem Türkiye’de Abhaz-Adige birlikteliğini güçlendirmemiz, örgütlenmemizi daha üst seviyelere yükseltmemiz hem de Abhazya’ya daha fazla destek sağlamamız gerekmektedir. Abhazya’ya Türkiye’den daha çok insan, iş ve sermaye gücü göndermeliyiz. Bunu hepbirlikte, Abhaz-Adige ayrımı yapmadan başarmalıyız. Ancak böyle başarabiliriz.
Abhazya’nın bize ihtiyacı dünden fazladır. Ermeniler ve Ruslar akın akın Abhazya’ya geliyor; yerleşiyor, iş yapıyorlar. Vatandaşlık alıyorlar. Abhazya’yı satın alıyorlar. Bağımsızlığın tanındığı 1,5 yıldır Abhazya’dan Türkiye’ye hiçbir yetkilinin gelmemesi sizce normal mi?… Diyaspora ile ilişkileri güçlendirme konusunda daha istekli ve kararlı olmaları için onları sarsmak ve yönlendirmek bizlere düşüyor?. Burda kendi kendimizi yiyeceğimize Abhazya’daki karar vericilerle daha etkin işbirliği ile geleceği inşaa etmek gerekmez mi?…
Biz, bunlar yerine kendi kendimizi bölen-parçalayan projelerle kimin ya da kimlerin ekmeğine yağ sürüyoruz.