Yaptıkları Çerkesler için bir İlkti
Handan Demiröz
1991 Nisanıydı. Kişisel olarak organize ettiğimiz bir gezi ile 40 küsur kişi bir otobüse dolup Gürcistan üzerinden yaklaşık 44 saat süren bir yolculukla gittiğimiz Abhazya’dan, Sezai Babakuş’u iki küçük bavulla bırakıp geri dönmüştük. 1989 da yaptığı kısa gezi sonrası Abhazya’ya gitmeyi kafaya koymuştu.
Kendisinden başka kimsenin konaklamadığı Ritsa Oteli’nde girişin üstündeki balkonlu odaya yerleşen Sezai o zamanlar çatpat konuştuğu Abhazcasına rağmen kısa sürede Abhazya’nın entelektüelleri ve de halkı ile bağlar kurdu. Abhazya’nın kurucu cumhurbaşkanı Ardzınba’nın ekonomi-politika-basın danışmanı oldu ve Abhazya’nın haklı davasını dünyaya ve diyasporaya duyurmak ve desteklerini almak için bir çok önemli işe imza attı: Savaştan hemen önce Ardzınba’nın Türkiye ziyareti, Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesinin kurulması, Türkiye’de gerçekleştirilen bir çok üst düzey siyasetçi ve basın ile yapılan görüşmeler, mitingler, yurtdışı sivil toplum kuruluşları ile kurulan ilişkiler, Abhazya Tanıtım Dosyasının hazırlanması, basın bültenleri, çıkarılan gazete vs hep onun olaylara çok farklı bakışının, ince zekasının ve usta kaleminin izlerini taşır.
Kendisinden sonra Abhazya’ya giden gençlere de rehberlik yaptığını o dönem okumaya giden gençlerin anlatımından biliyoruz. Önlenemeyen Gürcistan-Abhazya Savaşı (1992-1993), savaşın ardından gelen ambargo nedeniyle yaşanan ve Moskova’da geçirilen zor yılların sonrasında 1999 depreminde sevgili annesinin de evi yıkılınca Moskova’dan kesin dönüş yaptığında kesişen yollarımız 22 sene boyunca bir daha hiç ayrılmadı.
Birlikte var ettiğimiz CSA Celebrity Speakers şirketinden bir çok Çerkes genci geçti, iş dünyasına atıldı.
Bir grup arkadaşımızla birlikte 2004 yılında Çerkeslerin ilk demokratik düşünce platformu olan Demokratik Çerkes Platformu’nu Yaşar Güven, Yalçın Karadaş, Murat Papşu ve Yusuf K. Taymaz başta olmak üzere bir çok arkadaşımızla birlikte kurduk. İlk kez İstanbul’un göbeğinde Üsküdar sahilinde 21 Mayıs anma etkinlikleri düzenledik, gazetelere Sürgün Anma ilanları verdik, imza kampanyaları düzenledik, Çerkes kimliğine ilişkin sevgili Prof.Dr. Ayhan Kaya ile anket çalışması yaptık. Çerkesler dışındaki halkların demokratik kitle örgütleriyle iletişimler kurduk. O günlerde bunların hepsi Çerkesler için bir ilkdi.
2008 yılında Saakaşvili’nin yeniden Osetya ve Abhazya’yı tehdide kalkışması üzerine Abhazya’nın Dostları platformunu kurduk. Düzenlediğimiz Ayaayra Kutlamaları, farklı üniversitelerle yaptığımız işbirliği sonucu bir çok ülkeden konuşmacıların katıldığı Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen Abhazya Konferansı, bunların Türkçe ve İngilizce olarak kitap haline getirilmesi, Boğaziçi Üniversitesi’nde Anadil Konferansı, Bilgi Üniversitesi ve diğer halklardan temsilcilerle birlikte Dünya Anadil Günü Etkinliği, Abhazya Tarihi ve Kafkas Atlantisi kitaplarının Türkçeye kazandırılması, Boğaziçi Üniversitesi’nde Adigece ve Abazaca’nın seçmeli ders olarak konması için Kaffed ile birlikte yapılan girişimler gibi bir çok projeye birlikte imza attık. Ama tüm bunların fikir babası çoğu kez Sezai Babakuş’du.
Yıllar içinde işimiz bir yanda, toplumsal meseleler bir yanda, arkadaşlığımız-dostluğumuz bir yanda derken birlikte o kadar çok vakit geçirdik ki ben şimdi Sezai hayatımda olmadan ne yaparım hiç bilmiyorum.
Sağlığında yapmayı çok istediğim halde kendisi çok sıcak bakmadığı için yapamadığım, usta kaleminden çıkmış yazıları derleme ve bir kitap olarak basma, kaydettiğim bazı videoları yayınlama -ki bunların bazıları sadece özel sohbetlerimizdi- sanırım bundan sonra benim/arkadaşlarının hem kişisel hem toplumsal görevi olacak. Onun adını ve düşüncelerini yaşatmak, anısına sahip çıkmak acımı/acımızı biraz dindirir belki.